DİFTERİ: Difteri, “Korinobakterium difteri” adlı bakterilerin yol açtığı bir bulaşıcı hastalıktır. Hastalık, özellikle solunum yollarının başlangıç bölümlerinde neden olduğu iltihaplar ve bakterinin ürettiği zehirin kalp ve sinir sisteminde oluşturduğu bazı bozukluklarla Özellik kazanır. Korinobakterium difteri, protein yapısında “Egzo-toksin” denilen bir zehir maddesi hazırlar. Bu zehir, hastalığın belirtilerinin pek çoğuna neden olur.
Hastalık etkeni solunum sisteminden vücuda girer. Difteri mikrobunu taşıdığı halde hastalan-mayanlar ya da hasta olanlar mikrobun başkalarına bulaşmasına neden olurlar. Deri, göz, cinsel organlar ve kulak yoluyla da bakteriler bulaşabilir. Buna göre de değişik klinik tablolar ortaya çıkar. En sık görüleni “Difteri anjini” dir. Mikrop genellikle girdiği bölgede ürer ve zehir maddesini hazırlar. Zehir maddesi daha sonra kan dolaşımına katılarak tüm vücuda yayılır. Zehir maddesi kalp, böbrekler ve çevresel sinir liflerinde bozukluklara yol açar. Mikrop vücuda girdiği bölgelerde “Membran” denilen bazı kabukların oluşmasına neden olur. Bu kabuklar fibrin, bakteriler, epi-tel hücreleri ve fogosit hücrelerden oluşur. Kabuklar beyaz-mavi renkte ve kalındır. Bir süre sonra yerlerinden koparak düşerler. Bu kabuklar solunum yollarında oluşur, döküldüklerinde solunum yollarında tıkanmaya ve bu nedenle boğularak ölümlere de yol açabilirler.
Hastalığın kuluçka süresi 1-7 gün arasındadır. Difteri belirtilerini iltihabın yerleştiği bölgelere göre ayrı ayrı inceleyeceğiz. Buruna yerleşen difteri, genellikle burnun Ön bölgelerindedir. Hastalık sırasında burun denklerinin birinden serum ve kan karışımı gibi bir akıntı gelir. Gırtlağa yerleşen difteride hasta boğaz ağrısından, yutma güçlüğünden, bulantı, kusma, baş ağrısı, ateş yükselmesinden yakınır. Hastaların boğazına bakıldığında “Membran” denilen kabuklar görülebilir. Bu kabuklar kaldırılırsa alttaki doku kanar. Difteri deride de özel olmayan yaralara neden olabilir. Bu yaralardan mikroplar çevreye saçılır.
...
Difteri hastalarının yaklaşık 2/3′ünde difteriye bağlı olarak kalpte iltihap (miokardit) gelişir. Ancak yaklaşık % 10′unda kalpteki bozukluk klinik olarak belirti gösterir. Kalbin kasılma ritminde bozukluklar gelişebilir. Bu bozukluklar ölüme yol açabilecek kadar tehlikeli olabilirler. Çevresel sinir liflerinde de iltihabı değişiklikler gelişerek bu sinirlerin işlevlerinde bozukluklar ortaya çıkar. Bu bozukluklar vücudun bazı bölgelerinde duygu kusurları ve/veya kas kasılmalarında bozukluklar biçiminde olur. Difteri hastalarının başkalarından ayrı bir yerde tutulması ve kesin yatak istirahatı gerekir. Hastalığın tedavisinde etkili olan tek yol hastaya “antitoksin serum” zerk edilmesidir. Antitoksin hastalığın yaygınlığına göre 5000-100000 ünite arasında değişen dozlarda verilebilir, Antiserum verilmeden önce hastanın at serumuna karşı duyarlığı araştırılmalıdır- Antitoksinin olabildiğince erken verilmesi gerekir. Çocuklar 2-3 aylık olduklarında difteri aşısı olmalıdırlar. Difteri aşısı “Anatoksin”dir. Yani zehir özelliği ortadan kaldırılmış ama antijen özelliği korunan difteri zehiri maddesidir. Aşılama tetanos ve boğmaca aşılarıyla birlikte karma aşı olarak yapılmaktadır. Aşılama tablosu ayrı bir başlık altında verilmektedir.