Kılıçdaroğlu: Cemevi ibadet yeri sayılsın dedi

NTV'den Banu Güven'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu Kürt ve Alevi sözcüklerini kullanmaması ile ilgili eleştirilere cevap verdi. İşte söyleşinin o bölümü:
* Kurultay'da yaptığınız konuşmada 'Kürt' ya da 'Alevi' tanımı yapmadığınız yönünde eleştiriler var... Sorunun bir adı yok mu?
Sorunun adı var onu istediğiniz şekilde tanımlayabilirsiniz. Biz sorun yoktur demiyoruz. Aleviler'in de Kürtler'in de sorunları var. Bunları bir kismi onların etnik kimliklerinden kaynaklanan sorunlar. Yoksulluk derseniz Batı'da var. Kültürel açıdan dalepler var, biz onları görmeyeceğiz demedik.

* Bir taraftan Doğu ve Güneydoğu raporu diyorsunuz. İki dilli yaşam ihtiyacının dile getirilmesi var. Burada meselenin adı konuyor değil mi?
Elbette, doğu ve güneydoğu derken sadece Kürt kökenli vatandaşlarımız yaşamıyor ki. Kürtler de var Türkler de var Çerkezler de var. Orada Kürt vatandaşlarımızın sorunu var, tabii ki giderilmesi gerekir.
* Ana dille eğitime sıcak bakıyor musunuz
Hayır! Ana dilini herkes öğrenebilir. Ama ana dille öğretim farklı bir şey...
* Ahmet Türk'le konuşurken demişti, çekilen sıkıntıları anlatmıştı. İki Dil Bir Bavul filminde küçük Zülküf'ün yaşadıklarına şahit olduk. Ana dilleri başka olduğu için kavrayamıyordu. Siz nasıl yaklaşıyorsunuz?
Bu tür olayları siyasetçilerin oy kapmak amacıyla konuşmaları doğru değil. Bu olayın pedagojik yönü var. Oraya gidip Kürtçeyi öğretecek kişinin eğitim alması lazım. Var mı öyle birisi; yok! Sorunlar iki tane sözcükle ifade edilecek boyutun çok daha ilerisinde. Önce tanımı doğru yapmayız. Bu ülkede ana dil konuşma yasağı vardı. O yasağa karşı direnen biz olduk. Bu yasa teklifini veren biziz. 1989'da olayı ortaya koyan yine bizim partimiz. Biz yine kendi sorumluluğumuz bilinci içerisinde 89'daki raporu güncelleştiriyoruz. Biz çalakalem rapor yazamayız.
* Hangi aşamadayız?
Arkadaşlar çalışıyorlar. Ön çalışmalar yapıldı, tartışmalar yapıldı. Henüz gidilmeyen iller var, oralarda görüşülecek.
* Bu rapordan ne beklemeliyiz?
Hem öneri olacak hem tahlil olacak
* Tahlil derken yeni şeyler söylemek lazım değil mi?
Ama niçin bu sorular Başbakan'a sorulmuyor?
* Hükümetin yeni şeyler planlandığı söyleniyor, hükümet TRT örneği veriyor
O zaman hükümete göre yeterli mi?
* Birileri yeterli görmüyor ki, biz konuşuyor
Bir şey söyleyeyim. Sayın İçişleri Bakanı 5 konuda komisyon kurduk. Hiçbir gazeteci arkadaşımız 'Siz beş konuda araştırma ekibi kurduğunuzu söyledik, Allah aşkına ne oldu bu' diye sormadı. Şimdi biz onları da bekliyoruz. Bizim ekibimiz var, çalışıyoruz. Geçen gün oturup kendi aramızda tartıştık. Olgunlaştırmadan görüş birliği sağlamamız lazım.
* Fikir ayrılığı oluyor mu?
Fikir ayrılığı değil de daha mükemmeli ne olur noktasında yoğunlaşıyoruz. AB uygulamaları var AİHM kararları var onları konuşuyoruz. Biz bu ülkede herkesin barış içinde huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Olay tek boyutlu bir olay değil
* Alevi meselesi sizin programınızda nasıl yer alıyor?
Yaklaşımımız çok açık. Aleviler'in cemevi ibadet yeri sayılsın. Açılım yapıyorum deyip, halkı kandırıp gereğini yapmayan bir iktidar var. AKP samimiyse oturur adam gibi der ki, ben şu önerileri getiriyorum. Siz ne düşünüyorsunuz diye sorulması lazım. Soruluyor mu; hayır, masaya konuluyor mu; hayır! CHP'nin bu konuda ne düşündüğü belli. 89'da koymuşuz onu. Resmi internet sitemize koymuşuz, vazgeçmiş değiliz.
* Şimdi daha da ileri götüreceğiz diyorsunuz
Biz toplumu ayrıştıran değil kaynaştıran bağlamda ele alıyoruz. AKP ne düşünüyor? İktidardaki partinin ne düşündüğünü kimse merak etmiyor. Ben AKP'nin bu konudaki çözümleri nedir bilmiyorum. Bana bir Allah'ın kulu AKP'nin çözümleri şunlardı demeli.
internethaber.com - 13 Ocak 2011